Hafta içinde belli uğrak yerlerimizden biri olan SheMall’de öğle yemeği yerken, tam karşımızda 6D sinemayı gördüm. Hafta sonu bebeğimi getireyim
Hafta içinde belli uğrak yerlerimizden biri olan SheMall’de öğle yemeği yerken, tam karşımızda 6D sinemayı gördüm. Hafta sonu bebeğimi getireyim buraya diye geçirdim içimden. Hafta sonunda dışarıya çıkar çıkmaz ilk iş olarak doğruca sinemaya gittik. Evden çıkmak için Beren’e nasıl bir yere gideceğimizi anlattım. ‘Sinemaya götüreyim mi seni kızım?’ sorusuna, ‘ben daha önce gittim, biliyorum’ dedi bana. Farklı bir şeyden bahsettiğimi anlattım ve deneyimlemeye karar verdik.
Nasıl filmler olduğuna baktık. Birkaç film içinden en sevimli olanı, Neşeli Ayaklar’ı seçtik. Girerken Beren’de belki biraz endişe ya da tereddüt olur diye baktım ama epeyce rahattı. Oradaki görevli bize gözlüklerimizi verdi ve oturmamız için yardımcı oldu. Film başlar başlamaz hareketlenen platformda filmden çok Beren’e bakıyordum. Çığlık çığlığa keyfini çıkardı sonuna kadar. Ben elini tutmuşum kuzumun, filmin başından sonuna kadar. Arada 6D’nin etkilerinden birini, sadece hafif rüzgârı hissettik. Karın soğuğuydu bu da.
Beren’e hoşuna gidip gitmediğini sordum. ‘Bi filme daha girelim’ dedi ama benim başımı ağrıtmıştı film. Bir günde iki film olmaz diyerek, daha sonra gidebileceğimizi söyledim.
Oradan çıktıktan sonra SheMall’de yapacak bir şey bulamayınca kurtarıcımız Terracity’e çıktık. Otoparktan AVM içine girer girmez karşımızda D&R olduğundan her seferinde oraya uğramadan geçmiyoruz. Okulların açılacağı haftaydı ve her yerde çeşit çeşit kırtasiye malzemeleri vardı. Beren hem girişte renkli kalemlere hücum etti. Yanında bir kalemlik gördü ve pembe olduğu için ayrı bir öneme sahipti tabi. İçinde kalem, silgi, cetvel vs. gibi şeyler de vardı. Onu alacaktık. Tam içeriye, diğer bölümlere doğru ilerlemek üzereyken Mehmet ve Özgecan’la karşılaştık. Onlarla birlikte gezdik D&R’ı. Onlar da Beren’e bir hediye almak istediler. Beren de boya kalemlerini gösterdi. Mehmet ve Özgecan da istedikleri filmleri aldılar ve birlikte çıktık.
Sonrasında, epeyce yorulduğumuz için, dinlenmek gerekiyordu. 🙂 Starbucks’ta birer kahve için mola verdik ve biraz sohbet ettik. Orada Özgecan’la Beren sürekli bir diyalog hâlindelerdi. Bir süre sonra Mehmet’i ve Özgecan’ı uğurladık. Beren’le birlikte kahvem bitene kadar oturduk. Zaten hava da kararmak üzere olduğundan biz de dönüş için yola çıktık.