Kızımla bu hafta 4 günlük bir beraberliğimiz oldu. Her geçen gün birbirimize yakınlaşıyoruz, bir bütünü oluşturuyoruz zaman içinde. Annesinin cuma
Kızımla bu hafta 4 günlük bir beraberliğimiz oldu. Her geçen gün birbirimize yakınlaşıyoruz, bir bütünü oluşturuyoruz zaman içinde. Annesinin cuma gününden başlayan hafta sonu programı, Berenimle baş başa daha fazla vakit geçireceğimizin de habercisiydi. İyi de oldu. Her şeye vakit bulabildik. Cuma günü okul servisi babaannesine getirdi kızımı. Kapıda karşıladı babaannesi. O günün akşamında beni kapıda gördü ve her akşam karşılaşıyormuşuz gibi bakıştık ilk önce. Aradan 5 dk. geçmemişti ki, mutfakta sandalyede otururken kucağıma aldım bebeğimi, bir doladı kollarını boynuma, başını koydu omzuma huzurla, dakikalarca kaldık öylece. Teni tenime değiyordu sıcacık. Uzun süre kaldığımız için terledik bir süre sonra. Yavaş yavaş yüzüne bakmaya çalışırken bebeğimin, gülüşmelerle devam ettik o âna. Birden dedi ki Beren gülüşmelerin arasında, “çorba gibi terlemişim” 🙂 Nasıl oluyomuş o diye sormadım bir de onun üstüne. Güldük geçtik. 🙂
Pazar gününü başından itibaren değerlendirdik. Sabahı atlayarak, öğle zamanına geçiyorum. Sabahları hep aynı çünkü; uyandıktan sonra yatağın içinde yuvarlanmalar, yanak sıkıştırmalar, ayak gıdıklamalar ve popo ısırmalar… 🙂
Öğle yemeğimizi yedikten sonra çıkmaya karar verdik evden, kısa süre sonra acıkacaktık çünkü. Enginarlı bakla yapmıştı babaanne. Benim en sevdiğim yemekten. Beren daha önce de yemiş olmasına rağmen, bu kez daha bir iştahla yedi. Daha çok enginarı yemeyi tercih etti. Baklaları yine babasına bıraktı. Yapraklarındaki tüm mineralleri aldıktan sonra kalktık sofradan ve doğruca dışarıya attık kendimizi. Park ziyaretlerimize bugün de Düden Park ile devam ettik. Her yerde olduğu gibi Beren’i asıl ilgilendiren, renkli salıncak-kaydırak ikilileri oldu. Parkın içinde yürüyüş yaptık salıncaklardan sonra, şelaleye baktık birlikte. Beyaz köpüklerin aşağıya düşüşünü izledik. Pazar günü biterken birlikteliğimiz bitmedi ilk kez kızımla. Annesi şehir dışındaydı ve o gün geç bir saatte Antalya’da olacaktı. Ertesi gün de zaten 23 Nisan dolayısıyla Beren’in Okulu yoktu.
İyi ki de yoktu çünkü o gün sabahtan akşama kadar babaannesi ve teyzesi ile birlikte SheMall’delerdi. Oradaki 23 Nisan etkinliklerine katıldılar. Orası yetmemiş dışarıya taşmışlar ve günü dolu dolu geçirmişler. Zaman deyince insanın aklına hep telaşları, yapmak isteyip de yapamadıkları filan geliyor. Zaman kimse için yeterli değil sonuç olarak. Bu nedenle Beren’i her zaman görme şansı olmayan büyük babaannesi de salı günü Beren’i görmek için geldi yanına. Beni büyüten, artık yaşı 80’e dayanan kadın, sadece Beren için kalktı geldi evinden. Biz bu arada annesi ile “konuşuyoruz”, salı günü için, Beren bir gün daha fazla kalsın mı kalmasın mı diye. Değişik. Daha fazla detaya gerek yok elbette ama nihayetinde hem Beren hem de anneannem o gün çok mutlu oldular. Ne oldu? “Zaman” geçti. Geride yaşanan o mutlu anlar kaldı. Bilmiyorum bunlara değer veren var mı?
canım Berenim benim resimler ölümsüz bir hatıra teyzem o gün 23 nisan çocuk bayramında yalnız senin değil bizim de bayramımızdı teyzem. uzun bir aradan sonra seninle tüm bir gün geçirmek birlikte eğlenmek çok güzeldi shemalldeki bayram etkinlikleri çok güzeldi teyzecim eğer baban böyle site yapıp bunları kaydetmese belki unutulur yada belli bir zaman sonra aklında çok küçük resimler daha az anılar kalırdı ama şimdi bunlara baktıkca daha çok hatırlayacaksın canım kuzucuum benim seni çok seviyorum teyzoşum (dostum benim:)