Kuzu parçası

Pazar sabahı uyandık Miniğimle. En sevdiğimiz zamanlar uyandığımızda yarı açık gözlerle birbirimize bakmak. Atladı üstüme yavaş yavaş gözümü açtığımı görünce. “Kuzu

Pazar sabahı uyandık Miniğimle. En sevdiğimiz zamanlar uyandığımızda yarı açık gözlerle birbirimize bakmak. Atladı üstüme yavaş yavaş gözümü açtığımı görünce. “Kuzu parçasııı” diyerek sevdim, dişlerimi sıka sıka. Beren’e de eğlence çıktı. O da bana inek parçası, kuş parçası vs. sıralamaya başladı. Durdu bir an ve “kalp parçası” deyiverdi. İçimden gelerek tekrarladım ben de Beren’e “kalp parçasııı” diye. “Onu ben demiştim.” şeklindeki cevabı aldım. Sonra yeniden “kalp parçasısın” dedim…

Beren salonda TV karşısında oturuyor ve ben de içeride dişlerimi fırçalıyordum. “ba-baa, baba!, babaaaaa…” diyerek sesleniyordu bana ama ağzımda diş macunu ile cevap veremedim bir süre. O arada sustu sonra birden bire; “Kaç kere söylücem!” biçiminde ciddi bir tavırla yüzüme tatlı-sert bir bakış attı. (Koridordan salonu görmek mümkün evimizde). O arada ağzımı çalkalamıştım ve de saf baba ayaklarında, “neyi kaç kere söylücen kızım!” derken, “babayı!” cevabı diyaloğu bitirdi. 🙂

Pazar sabahı kahvaltımızı mısır gevrekleriyle yaptık. Sabah sabah baba kız ikimiz de bir şey yemek istemedik. Beren’e geçen haftalarda halıcılarda beğendiği halıyı bulamadığımız için internetten sipariş ettim ve cumartesi akşamından serdim odasına. Cumartesi akşamı Caillou boyama ve çıkartma kitabıyla oyalandık halının üzerinde. Ertesi sabah küçük arabalarla. Beni de yanına çağırışı vardı ki, mutluluğu gözlerinden anlaşılıyordu bebeğimin. Söyleyemedi pek, dile getiremedi sevincini ama, kendimden de biliyorum, illaki sözle anlatılmaz duygular. Anladım ben, o bana yeterdi. Katışıksız mutluluk vardı gülüşünde.

Yazlığa gidelim diye konuştuk sonra Beren’le, babaanne ve dedeyi de alır gideriz, orada denize gireriz, sezon açılışını yaparız diye düşündüm ama Beren deniz fikrine pek sıcak bakmadı. Karnımız acıktı ve yazlığa her gidişimizde mutlaka yediğimiz, kıymalı pidemizi unutmadık. Hep birlikte gittik ve menüye baktık öylece bir formaliteden. Siparişlerimizi verdik. Beren’e sordular, “siz ne yiyeceksiniz  hanımefendi?” diye. Beren “daha bakmadım.” dedi. Onun adına karar vermedik biz de tabi. Pizza yiyeceğini söyledi ama gitmeden önce ben aç değilim diyerek şartlamıştı kendini. Hem pizzaya benzer, hem de daha pratik olacak diye lahmacun istedik Beren için. Afiyetle yedi. Bir kısmı babaya kaldı her zamanki gibi. Oradan ayrıldık ve evimize döndük sonra. Serinlikte meyvelerle öğleden sonranın keyfini çıkardık.

Akşam olunca da Antalya’ya doğru yola çıktık. Beren’in yolda yükselen enerjisinin aslında tükenmeye yakın bir yükseliş olduğunu anladık. Serin ve rahat koltuğu da bulunca yol boyu uykunun tadını çıkardı minik tatlı tavşanım.

Kuzu parçası” hakkında yorum

  1. Birtanem, nurtanem hayat kaynağım her şeyim kuzum Beren’im seni çooook ama çooook seviyoruz…

Yorumlara kapatıldı.