Minik tatlı tavşanım

Yavrucanla bu hafta da yine birlikteydik. Neşeli ikili olarak çok eğlendik. Bu kez bize babaanne ve dede de uzunca bir süre eşlik

Yavrucanla bu hafta da yine birlikteydik. Neşeli ikili olarak çok eğlendik. Bu kez bize babaanne ve dede de uzunca bir süre eşlik ettiler. Her zamanki gibi kahvaltımızı babaannede yaptık. Masaya oturmadan önce, mutfakta önce bir geziyoruz. Halının üzerinde oynuyoruz. Beren bize tüm mutfak araç gereçleriyle kendi hazırladığı yemeklerden(!) yediriyor.

Masaya geçmeden önce, “Ya ya ya, şa şa şa Beren Beren çok yaşa!” tezahüratlarından sonra Kuzum da aynısını yaptı ve hepimiz kahvaltı masasında yerimizi aldık. Geçtiğimiz haftalardan birinde, güneşli bir günde arabada, Beren de koltuğunda otururken penceredeki güneşliği indirdim. Ama Bebeğim benim güneş gözlüğüme dikkatini yoğunlaştırdı. Neden onu taktığımı sordu. Ben de “senin gözlerin güneşten rahatsız olmasın diye güneşliğin var, benim de güneş gözlüğüm” dedim. “Bana da güneş gözlüğü alalım.” dedi hemen. “Hem de koyu pembe.”

Biz de bu hafta hep birlikte, gözlükçümüze gittik. Ancak öğleden sonra dükkânını açacağını bildiğimizden, tam karşısındaki parka geçtik. Beren’e yolda parka gideceğimizi ve orada ördekleri göreceğini söylemiştim. Parka doğru ilerlediği zaman, salıncakları ve kaydırakları gördü. O yöne doğru ilerledi. Parkın içi çok kalabalıktı. Ben de ördekleri hatırlatarak, onların yanına gitmeyi önerdim. Onlara baktıktan sonra da, tekrar parka gelebileceğimizi söyledim. Ardından aşağıya doğru ilerledik. Aşağıda büyükçe bir tel örgü içinde ördeklerin yanı sıra tavuk ve horozlar da vardı. Aralarında da bir tane beyaz tavşan… Beren’i hep minik tatlı tavşanım diye sevdiğim için midir  bilmem, Beren de tavşanları çok seviyor ve o beyaz tavşanı görünce doğruca yanına koştu.

Oradaki hayvancıklar insanlara da alışmışlar, tel örgünün kenarına kadar geliyorlar. Dedesi de yakındaki bir simitçiden simit aldı ve Beren’e bir parça verdi. Kuzum da bir kendine bir ördeklere diye diye iki simit bitirdi.

Ördekleri simitle doyurduktan sonra, parka çıktık. Orada da bir aşağı bir yukarı çıktı, tırmandı, kaydıraktan kaydı derken epey bir zaman geçti ve yoruldu. Beren köpükle oynamayı çok sevdiği için, babaannesi de bir tüp köpük aldı. Beren de çok sevindi. Dakikalarca oynadı.

Bu arada gözlükçümüz de çoktan dükkânını açmıştı. Biz de gittik yavrucanım için güneş gözlüğü baktık. İstediği gibi koyu pembe de vardı. Ama Beren açık pembe olanı beğendi. Satın almak için gittiğimiz gözlükçümüz, Beren’i çok sevdi ve gözlüğü hediye etti. Teşekkür ettikten sonra (tabi ki Beren de) evimize dönmek üzere oradan ayrıldık.

Eve döndüğümüzde de daha gün bitmemişti. Ama Beren’in uykusu yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Biz de ona göre oyunlar oynayarak eğlendik. Soğuk bir pazar günü, kuzumun sıcak davranışlarıyla ısındı. 🙂