Miniğimle bu hafta sadece akşamları görüşebilme fırsatım oldu. Perşembe günü başlayan bir eğitime katılmam gerekliydi ve 4 gün sürdü. Tabi ki cumartesi
Miniğimle bu hafta sadece akşamları görüşebilme fırsatım oldu. Perşembe günü başlayan bir eğitime katılmam gerekliydi ve 4 gün sürdü. Tabi ki cumartesi ve pazar da bu 4 günün içindeydi. Sabahtan akşama kadar devam ettiği için kuzumla gündüzleri görüşemedik. Akşamdan akşama bir araya geldik ama birbirimizi gördüğümüz anda özlemle kucaklaşmalardan sonra oyunlarımıza devam ettik.
Bu hafta da kızımla birlikte evimizde kaldık. Babaanne ve dede de misafirimiz oldular. Onlar da Beren ile birlikte olabilmek için bizde kaldılar. Cumartesi akşamından geldik evimize. Beren ayakkabılarını çıkarır çıkarmaz giriş kapısının tam karşısında olan odasına girdi yine her zamanki gibi. “Ben odamda oynucam”. Odanın ışığını yaktık, klimayı çalıştırdık, kapıyı kapattık hemen ısınsın içerisi diye. Sonra bir ara salona geçtik. Bu kez salonun da klimasını çalıştırdık sırf Beren odadan odaya gezerken burun akıntısı ve öksürüğü ile kışın getirdiği rahatsızlıkları daha da ilerlemesin diye. Daha önceki haftalarda yaşadığımız mücadele dolu anların meyveleriydi bu hâlleri. Çıplak ayak, atlet ve külotla evin içinde dolaştığı zamanlarda kaptı şifayı.
Oyuncaklarından bir kısmını salona getirmeye ikna ettikten sonra en azından sabit bir sıcaklıkta oyun oynayıp, bir arada olabilecektik. Babaanne ve dede de salonda oturup, kuzumun sevimli hareketlerini izleyip fotoğraflarını çekiyorlardı. Bir ara uzaktan kumandalı arabalardan birini aldı yönlendirmeye başladı ileri geri. Onunla oynadık bir süre. Pilleri de bitmek üzere olduğundan fazla da keyif almadı sanıyorum, kısa bir süre oynadık. Benim de ertesi gün erken kalkmam ve eğitime katılmam gerektiği için, erkenden yatma eğilimi içine girdik ve Beren’den pek de beklemediğim bir uyum ile doğruca yatmaya gittik ve sarılarak uyuduk birlikte.
Pazar sabahı uyandım, Beren hâlâ uyuyordu. Yanaklarından öptüm küçücük ve evden çıktım. Güne babaanne ve dedesi ile başlamış yavru can. Babaannenin ve dedenin evine gelmişler. Kahvaltılarını yapmışlar ve havanın da güzel oluşunu fırsat bilerek bahçeye inmişler. Beren’in bahçedeki sandal içinde yağmurda biriken su içinde daha önce gördüğü arılar vardı. Yine var mı diye kontrolünü yapmışlar dedesiyle. Çiçek ekmişler, sulamışlar birlikte. Havuz başında gezmişler biraz. Babaanne de fotoğraflamış. Beren aşağıda iyice yorulunca yukarıya çıkmışlar ve yorgunluktan uyuyakalmış kuzum.
Akşamüzeri geldim ve uyurken sevdim biraz. Öptüm alnından, burnundan, yanağından…
Beren uyandıktan sonra sarıldık, uykusunu almış kuşum… Sevdiği, yeni öğrendiği şarkılarla süsledi pazar akşamını.
Çok keyifle söylediği şarkılardan biri,
Bir ineğim var mö mö mö.
Hiç kızamam hiç ayrılmam.
Onu severim onu severim! 🙂