Tiyatro

Aylar öncesinden almıştık biletimizi. Ta yazın ortasında. Antalya’nın sıcağında ter damlarken her yerimizden, telefon geldi. Çok nazik bir hanımefendi engelliler

Aylar öncesinden almıştık biletimizi. Ta yazın ortasında. Antalya’nın sıcağında ter damlarken her yerimizden, telefon geldi. Çok nazik bir hanımefendi engelliler yararına tiyatro düzenleneceğini ve bilet alarak destek olabileceğimizi söyledi. Telefon numaralarımızı bilmeyen kimse kalmadığından, her dakika arayıp, X bankasından kredi, Y sigortadan bireysel emeklilik vs teklifleri için aradıklarını düşündüm ilk önce. Engellilerin Sesi Sanat Tiyatrosu diyerek ısrarla tekrarlayınca ikna oldum ve bileti almayı kabul ettim.

Bileti de yatak odasındaki aynaya sıkıştırdım ve orada bekledi gösteri gününe kadar. Beren’e birlikte gideceğimizi söyledikten sonra, her odaya giriş çıkışımızda kaç gün kaldığını konuşuyorduk. Nihayet o gün geldi ve tiyatroya gittik.

Okulundan aldım miniğimi. Olabildiğince hızlı hareket ederek akşam trafiğine kalmamak için çabaladık. Bir uçtan bir uca gidecektik neredeyse. Tahmin ettiğimiz gibi olmadı. Bir saat önceden gösteri salonunun önündeydik. Bizden başka birkaç kişi daha vardı ve sanırım bizim gibi düşünüp gelenlerdi. Beren’le marketin birinde oyalandık bir süre. Oyunun başlamasına 20dk. kala salonun önündeydik. Çok kalabalık değildi. Dışarıda beklemektense içeriye girip, rahatça görebileceğimiz bir yere oturduk. Kuzu başlaması için sabırsızlanıyordu. Beklerken fonda çalan müzikle dans etti.

Oyun başladı, sessizlik hâkimdi ilk yarım saat. Çocuklarıyla gelenler vardı benim gibi. Bunun yanında bebekleriyle gelenler de vardı ve sıkılacaklarını önceden tahmin etmek zor olmasa gerekti. Ağlayan, yüksek sesle konuşan, bir aşağıya bir yukarıya koşturanlar vardı. Salon kapısı açılıp kapanıyordu durmadan. Sahnedeki oyuncuların da dikkatleri dağıldı ve bir an seslerini bastırdı içerideki gürültü. Arada bir oyunun parçasıymış gibi bütünlüğü bozmadan uyarılarını yaptılar ama dinleyen olmadı. Beren de sıkıldı tabi böyle bir ortamda. Oyun da uzadıkça uzadı. Ben de daha fazla dayanamadım ve çıktık bitmesini beklemeden.

Kuzuyla keyifli bir akşam geçirdik yine de birlikte. Çok da geç kalmadan, ertesi gün yine okul olduğunu da göz önünde bulundurarak, zamanında eve gittik. Hafta sonu buluşmak üzere ayrıldık.

Küçük bir eleştirel not: Oyun içerisinde toplumsal mesajlar da yer bulmuş kendisine ama zaten bunun bilincinde olan, engellilerin yaşadığı/yaşayabileceği sorunları bilen/öngören insanlara, orada bulunanlara yeniden bu hatırlatmalar yapılmasa daha iyi olurdu.