O kadar yakın… Bir o kadar da uzak. Beren de öğreniyor bebeğim, zamanla her şeyi öğrenecek. Geçen hafta çok istemişti
O kadar yakın… Bir o kadar da uzak. Beren de öğreniyor bebeğim, zamanla her şeyi öğrenecek. Geçen hafta çok istemişti e-bebek‘ e gitmeyi. Zaman darlığı nedeniyle gidememiştik. Bu hafta gittik neyseki. Ben de rahatladım kuzumu oraya götürüp sevindirdiğim için, mutlu edebildiğim için. Yolda birlikte yürürken keyifli sohbetlerimizden birinde, e-bebek’ i uzaktan gördüğümüzde, e-bebek de babaanneme yakınmış deyiverdi. Evet yakın bebeğim. Sen de bana çok yakınsın. Uzaklık ve yakınlık kavramları da netleşmeye başladı. Kısa bir süre yürüdük ve e-bebek tam karşımızdaydı. Oraya gitmemizdeki amaç sadece üst katı için aslında, Mini Farm için… Yolun karşısına geçmeden önce, kucağa alınacağını biliyor ve kollar havada bekliyor. Her hareketi güldürüyor beni sevimliliğiyle kuzumun.
Mini Farm’da Beren dilediğince koşup oynadı. Oradan oraya. Traktöre bindi, hemen indi. Kaydırağa geçti. Ondan indi. Tramboline geçti. Bir iki zıpladı. Çıktı. Şişme kaydırağa geçti. Ben de arkasında gölge gibi olmayayım kızımın rahatça oynasın diye kafe kısmına geçtim. Bir neskafe içtim. Gözüm Beren’de. Tam bir aile ortamı sağlanmış. Gelen çocukları sevgiyle karşılayan çalışanlar var. Çocuğu için pazar gününü orada geçiren veliler de hep güler yüzlülerdi. İlk eğlencemizi tamamladık ve yemek için eve geçtik. İkinci kez gelişimizde babaanne de bizimle birlikteydi. Bir süre sonra dede de bize katıldı ve Beren’in mutlu anlarını paylaştık. Keyifli bir hafta sonu yaşadık.
Son saatlerde, annesine çok fazla bir şey yemediğinden bahsettim Beren’in. Özellikle bir restaurantın köftesini iştahla yediğini söyledi. Akşam saatlerinde uyku gözünden akıyor biliyorum ama bir lokma geçsin boğazından telaşıyla o köfteciye gittik. O köfteci de SheMall AVM’de. Tam oraya da yaklaştığımız sırada SheMall çok da uzak değilmiş babaanneme dedi. “Hemen geldik…” 🙂 Sadece çorba içmek istediğini söyledi kendiliğinden. Bir çorba söyledik, soğuttuk ama onu da pek tatmin edici şekilde yemedi. O ara gözü karşı taraftaki oyuncakçının yazısına takıldı.
– Baba! Görüyor musun şu karşıdaki yazıyı hı? Görüyor musun? Bak görüyor musun? (Parmaklar ve gözler işaret ediyor.)
– Gördüm tatlım!
Ardından hiç beklemeden,
Onun aynısı yan tarafta da var biliyo musun? Orası park. Ama salıncak yok. Karşıdakinde sadece oyuncaklar var, bebekler var. Yan taraftakinde yok.
Biz ordan bebek almıştık. Bugün hiç bebek almadık. Giderken alalım. 😀
Konuyu nerden nereye bağladın bebeğim benim…
Bir tanecik yavrumuz sen artık gerçekten büyüdün.(Maşallah) Bu hafta Mini Farm’daki oyunların, dikkatin çok güzeldi. Birlikte mutlu olduk, güldük eğlendik. Seni çok ama çooooooooooooook seviyoruz.
Canım prensesim benim nasıl aklımdasın nasıl rüyalarımdasın sen ya… Hep senin dilini kullanıyorum bir şey isteyeceğim zaman… verebilee misin diyorum… 🙂 Artık daha düzgün bir dille anlatıyorsun biliyorum halacım ama ne kadar büyürsen büyü sen o küçük minik elleri olan yavru ceylansın… Seni çok çok çok seviyorummmmmmmmmmmmm