Bana söyle

Üçümüz birlikte akşam yemeğindeydik. Beren kendi sandalyesinde, biz de mutfak masasında tabaklarımızdakileri bitirmeye çalışırken, sohbet açıldı. Anne anlatmaya başladı. Sıklıkla hepimiz

Üçümüz birlikte akşam yemeğindeydik. Beren kendi sandalyesinde, biz de mutfak masasında tabaklarımızdakileri bitirmeye çalışırken, sohbet açıldı. Anne anlatmaya başladı. Sıklıkla hepimiz gün içinde ne yaptıysak sırayla birbirimize anlatıyoruz. Bu sene Ezgi çok istediği bir kurumda, TED Antalya Koleji‘nde öğretmenliğine devam edecek. Oradaki tempoya, öğrencilerine alışmaya çalışırken yaşadığı durumları anlatıyordu. Doğal olarak da bana bakıyordu. Tabi anlattıklarını anlayabilecek sadece ben değildim orada. Miniğimiz de vardı ve biz onu bir süre oyun dışında bırakmıştık. Ama Beren önündeki yemek içinde yenebilecek(!) bir şeyler ararken, sözümüzü kesti ve ben de varım dercesine annesine döndü ve elindeki kaşığı kaldırarak, “bana söyle!” dedi. Böyle tepkilere artık şaşırmıyoruz, çünkü sadece bizden gördüklerini yapan bir kız yok karşımızda. Onun da bağımsız düşünceleri var ve bu da bizi çok mutlu ediyor. Saygı gösteriyoruz elbette.

Bunun üzerine Ezgi kaldığı yerden devam etmek için, gayriihtiyari bana bakarak, söze başladığı anda Beren’den bir ihtar geldi; “bana söyle!”

Ezgi de Beren’e daha çok yaklaşarak, geriye ne kaldıysa söyledi artık…