Beren’in pazar günü keyfi…

Soğuk kış günlerinde hep güneşli bir pazar gününe denk gelsek de, dışarı çıkıp temiz hava alıp ısınsak diye düşünürken, 31

Soğuk kış günlerinde hep güneşli bir pazar gününe denk gelsek de, dışarı çıkıp temiz hava alıp ısınsak diye düşünürken, 31 Ocak’ta böyle bir güne uyandık ama, günü yarılamıştık bile. Sadece kuzumuz ve benim için geçerliydi tabi bu durum. Çünkü anne sabahın erken saatinde çoktan evden çıkmıştı. Normalde tatil olan pazar günü bile, “hızlandırılmış program” gereği öğrencileriyle ders çalışması gerekiyordu. Dolayısıyla o gün anne yanımızda olamayacaktı. Biz de kızımla bir güzel öğle yemeğiyle karışık kahvaltımızı yaptık.

Birlikte bir süre oyunlar oynadıktan sonra, günün geri kalan kısmında güneşten olabildiğince faydalanmak için dışarı çıkacaktık. O arada babaannemize ve dedemize de haber verdik. Onlar da geldiler. Birlikte Atatürk Parkı içerisindeki Nar Beach&Bistro‘ya gittik. O ana kadar gayet güzel olan hava, deniz kenarı olması ve güneşin de yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başlamasından dolayı soğumaya başladı. Bir yandan da rüzgâr esiyordu. Güneşte oturup tadını çıkarmaya gittiğimiz bir yerde mecburi olarak kapalı bir yerde oturduk. Orası daha da güzel geldi, camın önünde oturup sırtımızı güneşe doğru çevirdik.

Orada Beren babaannesi ve dedesi ile birlikte, keşfe çıktı. Masalar arasında dolanıp, herkese öpücükler dağıtarak gezinen Beren, halinden fazlasıyla mutluydu. Bu koşturmaca sonrasında birazcık yoruldu ve acıktı. Menüden öncelikle Beren’in yiyebileceği bir şeylere bakarken, en iyisi sıcak bir çorba içsin diye düşündük, ama baktık ki menüde çorba yok. O zaman hiç olmazsa köfte yesin diyerek siparişimizi verirken, işletme yetkilisi bir bayan durumu farketti. Menüde olmamasına rağmen Beren’e bir kâse çorba getirdi.  Bu çok güzel bir jestti. (Bu çorba kendi personeli için hazırlanmış aslında.) Biz yine de köfteyi söyledik, o gelinceye kadar babaannesi Beren’e çorbasını içirdi. Arkasından bir kâse daha içti. Tabi köfteye yer kalmadı. Onu da dedeyle baba paylaştı.

Sıcak çaylarımızı yudumlarken, rüzgâr şiddetini artırdı. Büyük dalgalar oluşturdu. Beren’in geçtiğimiz yaz tanıştığı denizde böylesi hareketlerin olması dikkatinden kaçmadı. Beren, babaanne ve dedenin kucağında denizi seyrederken bir ara “deniz nasıl yapıyor kızım?” diye sordu babaannesi. Beren’in cevabı da gecikmedi tabi, sözle değil elleriyle gösterdi dalga hareketini, tıpkı bir break dansçı gibi salınım hareketiyle 🙂 

Güzel bir hafta sonu geçirdik, güneş tam olarak gözden kaybolmadan, biz de eve dönmeye karar verdik. Bu arada anne de pazar günü çalışmış olmanın verdiği yorgunlukla kendini eve zor attı.