Miniğimle her hafta sonu buluşma heyecanını yaşarken bu kez değişik bir olay yaşadık. Yaz dönemi boyunca annesi ile birlikte iyi
Miniğimle her hafta sonu buluşma heyecanını yaşarken bu kez değişik bir olay yaşadık. Yaz dönemi boyunca annesi ile birlikte iyi anlaşırken, birden yine ne olduysa oldu. Beren’i annemden ya da babamdan alırsın tavrı çıktı. Nedenini hiçbir zaman bilemediğim ani bir fikir değişikliği… Keyfi bir karar ile Beren’i alma konusu gerçekten de büyüdükçe büyüdü. Sonuç olarak bu hafta sonu Beren’i alamadım.
Yaz başında ilginç bir şekilde yeniden konuşabilir, ortak karar alabilir duruma gelmiştik. Beren’in anaokuluna devam etmesi gerektiğini biliyorduk ama ya alışık olduğuna gidecekti ya da annesinin öğretmen olduğu okulun anaokuluna başlayacaktı.
Geçen kış annesi ile Beren’in okula gidiş geliş saatleri uyuşmadığından, yaşadığı zorluktan bahsederek, yanı başındaki binada olmasının pek çok avantajı olacağını söyledi. Bunun yanında geçen sene devam ettiği anaokulu ile bu sene başlayacağı anaokulu ile önemli bir fiyat farkı olmadığından bahsetti. Özel okul olmasına rağmen, kendisine sağlanan indirim olanakları ile maddi olarak da makul bir seviyeye gelecekti. Birlikte gidip gelecekleri için de özellikle kış aylarında rahat olacaktı. Annesinin yakınında olması da sayısız avantaj sağlayacaktı şüphesiz. Önceki anaokuluna devam etmesi, sevdiği birçok arkadaşından ve öğretmeninden uzak kalmaması anlamına geliyordu. Diğer taraftan da annesi ile birlikte gideceği okul yeni bir çevre, arkadaşlar demekti. Konuşarak, artıları ve eksileri ortaya koyarak sonunda annesinin yanında daha iyi olacağına karar verdik.
10 Eylül’de okulun ilk günü kızımızın yanındaydık. Birlikteydik. Üçümüz.
İlk gün her ebeveyn çocuğuyla beraber gelmişti okula. Okul tarafından ellerine tutuşturulan listelerdeki ihtiyaçları alma telaşındaydı herkes. Biz de listenin büyük bir kısmını aldık. Okul logosunu taşıyan tişörtü, şortu, eşofmanı vs. İlk hafta okula serbest kıyafetler ile devam ettiler sanıyorum. İkinci hafta şortları, tişörtleri giymeye başladılar. Annesinden fotoğraf çekmesini ve bana göndermesini istedim. Zaten birkaç pozu olduğunu, göndereceğini söyledi. Aradan bir müddet geçti ve fotoğrafları hatırlattım. İş yoğunluğu nedeniyle gönderemediğini, okulun web sitesindeki anaokulu bölümünde yayınlanmış bir fotoğraf albümü olduğunu, içlerinde Beren’in de bulunduğunu, oradan bakabileceğimi söyledi. Hiç yoktan iyidir. Oradan baktım.
Tüm bunlar olup biterken aradan sadece 1 ay geçmişti ki, ne değişti anlayamadan, karmaşık duyguların içinde buldum kendimi. Çok şaşırtıcıydı elbette. Birlikte hareket ettiğimiz, Beren için hangisi daha iyi olacak diye düşündüğümüz zamanlar hiç yokmuş gibi bir konuşma geçti aramızda. Sonrası malum. Yazı başlığında da belli olduğu üzere bu kez yalnızdım. Beren ilk kez yoktu bu pazar günü. Önemli bir boşluk oldu tüm gün boyunca. Berenle ne zaman sabah ne zaman akşam oluyor hiç anlamıyorken, bu kez geçmedi zaman.
İnsan her şeye alışıyor da, bazıları zor oluyor. Bu davranış ne içindi, kimin içindi bilemedim. Sadece kızımı özledim.