Kuzucuğumla atkılı bereli Antalya kışında dışarıya çıkamadığımız günleri yaşıyoruz. Cumartesi günü halasının da Antalya’ya gelişiyle farklı bir gün yaşadı. Cumartesi
Kuzucuğumla atkılı bereli Antalya kışında dışarıya çıkamadığımız günleri yaşıyoruz. Cumartesi günü halasının da Antalya’ya gelişiyle farklı bir gün yaşadı. Cumartesi günü sabahtan dışarıya çıkmışlar babaannesi, teyzesi ve halasıyla birlikte. Sevdiği yerlerden biri olan SheMall’de vakit geçirmişler öğleye kadar. Halasıyla birlikte mağazaları gezip, kum boyama yapmışlar ve Beren Dora’sını renklendirmiş.
Öğle yemeği olarak hamburgerini yemiş miniğim. Öğleden sonra ben de yanına gittim yavru kuşumun. Beni görür görmez gözleri parladı ve kucaklaştık sım sıkı. Başını omzuma yasladı ve öylece durdu bir süre. Belli ki yorulmuş ve uykusu gelmiş. Ben de bir şeyler atıştırdım orada.
Geçen haftadan biletlerinin satışına başlanan Caillou tiyatrosu için kızıma bir sürpriz yapacaktım bu hafta sonunda. Bunun hoşuna gideceğini düşündüm. Hafta içi bir arkadaşımla da tiyatro hakkında konuştuk. O da oğlu için bilet aldığını ve babası ile birlikte gideceklerinden bahsetti. Hemen yanlarındaki iki koltuğu da ben aldım. Pazar günü kahvaltıdan hemen sonra gideriz diye düşünerek 13.00 için aldım biletlerimizi.
Cumartesi günü Levent abiyle görüşecektim. Beren’i de aldım yanıma ve Kahverengi Cafe‘ye gittik. Biraz erken gitmişiz ve bir süre bekledik. O arada menüden içeceklerimize bakarken, Beren üzerine örümcek ağı şekli işlenmiş cappucino fotoğrafını gördü. “Ben bu örümcek ağından istiyorum.” dedi. Cappucinoyu içemeyeceğini tahmin ederek, sıcak çikolata üzerine de aynı şeklin verilip verilemeyeceğini sordum. Olmaz ama deneriz cevabına sevindik. Denemişler gerçekten de ve geldi sıcak çikolatamız. Yanında da sürpriz olarak ikramları olarak başka bir sıcak çikolata ve onun üzerinde de bir ayıcık figürü vardı. Her ikisi de Beren’in hoşuna gitti. Bir süre hangisini içeceğine karar veremedi. Sonrasında paylaştırdı ikimiz için; “Örümcek ağını sen iç.”
Bizim sıcak çikolatalarımızın geldiği esnada Levent abi de geldi. Yanında arkadaşları da vardı. Oturduk ve sohbet ettik hep birlikte. Beren sıcak çikolatayı yanında gelen tarçın çubuklarıyla karıştıra karıştıra içerken, ortamın sakinliğinden midir bilinmez, hareketlerinde bir yavaşlama oldu. Süzüldü kuzum. Kucağıma aldım, başı omzumda boynuma da sarılmışken uyuyakaldı öylece.
Ertesi gün, pazar günü, Caillou günüydü. Sabah erkenden uyandık kahvaltımızı ettik ve tiyatro saatini beklemeye başladık. Ben de dışarıya çıkmıştım yarım saat bir saat için. Döndüğümde Beren uyumuştu. Çünkü günde 2 kere uyku hâli yaratan bir şurup içiyordu bebeğim.
Zaman da daralıyor ve bebeğimi de uyandırmaya kıyamıyordum. Bir taraftan da çok sevdiği Caillou’yu izlemesini istiyordum. Babaannesi uyandırmış Caillou’yu kulağına fısıldayarak. Yarı açık gözlerle beni gördü sonra kuzucan. Çıktık evden ama hâlâ toparlanabilmiş değildi. Arabada şekerlemeye devam etti. AKM’ye ulaştıktan sonra salonunun içinde bile. Biz son anda yetiştik diye düşünürken saat 13.00’e gelirken, arkadaşlarımız çoktan gelmişler ama bizden sonra salonun diğer yarısı da geldi. 🙂
Tiyatro başlamadan önce biraz sohbet ettik. Beren o arada ayılmaya çalışıyordu. Gözler açık ama tepkileri yavaştı kuzumun. Yavaştan bir hareketlilik başlayınca ve kocaman kafasıyla Caillou çıkınca sahneye Beren belki dikkatle izler dedim ama. Şurup çok etkili olmuştu. İzledik 40 dk. boyunca ve eve döndük yeniden. Yolda yine uyku… ve günü böyle geçirmiş olduk…