Kuzumun okulu da sömestire girdi… Temsili olarak sadece karne almışlar tabi. Tatil yoktu yuvada. 20 Ocak’ta tüm okullar tatile girerken
Kuzumun okulu da sömestire girdi… Temsili olarak sadece karne almışlar tabi. Tatil yoktu yuvada. 20 Ocak’ta tüm okullar tatile girerken kuzumu da akşam annesi almış okulundan. Yakındaki bir pastanede almışlar soluğu. Sanırım annesinin söz verdiği bir pasta vardı Beren için. Beni aradılar ve ben de kuzumun “karnesini” görmeye gittim. Beren ile ilgili birkaç konu hakkında da konuştuk. Öğretmenlerinin o güne kadarki gözlemleri ve paylaştıklarıyla ilgili olarak düzenledikleri bir de tablo vardı elimizde. Onun üzerinden de takip ettik gidişatı. 🙂 İyiymiş ama kuzucanım. O da öğretmenleri de memnun hayatlarından.
Elektrik kesintisi nedeniyle bir süre karanlıkta oturduktan sonra, SheMall’a gidip en azından birbirimizi görerek sohbet etmeye karar verdik. Orada birer kahve içerken Beren de anne ve babasını bir arada gördü. Ertesi gün yeniden kızımla buluşmak üzere ayrıldık. Cumartesi gününden itibaren de sömestirimiz başladı…
Öğleye kadar babaanne ile vakit geçirdi, öğleden sonra da birlikte vakit geçirdik. Pazar günü Minifarm günüydü. (e-bebek’in üst katı) Beren’in en rahat ettiği, çikolatalı bisküvi ya da kek yediği yer. O gün de her zamankinden kalabalıktı orası ve tesadüfen Beren’in arkadaşı Güneş de, annesi ve anneannesi ile birlikteydi orada. Beren de babası ve babaannesi ile birlikteydi. İki yakın arkadaş buldu birbirlerini. Oynadılar saatlerce.
Minifarm’dan çıkmamız ve eve gidişimiz, “Ben çok yorgunum, kucağına al” cümleleriyle zaten sonu belli bir adımdı bizim için. Evde yemeğimizi yedikten sonra uyku bekleniyordu. Geldi.
Tüm hafta boyunca da sabah kahvaltılarımızı birlikte yaptık. Beren okuluna gitti servisiyle, akşamları yine kucak kucağa, sarmaş dolaştık. Oyunlarımızı oynadık. Magnet çubuklarla kulelerimizi yaptık. Caillou, Tarçın vb. bilumum CD’leri de izler gibi yaparken, meyvelerimizi keklerimizi yedik bir yandan. Hafta sonu yine evin içinde ben Beren’i kovaladım. “Isırıcam popondan” diye diye. “Öpcen yani” karşılığıyla pek bir tatlıydı kuzum. Bir ara durduk hepimiz herkes bir köşeye çekildi. Beren oyuncaklarını odadan odaya taşırken, ben de gazetelere göz attım biraz. Az sonra yanıma geldi yine benim minik tatlı tavşanım. “Sen böyle yapabilir misin?” dedi. Parmaklarını değişik bir şekilde üst üste koyarak. Epey de zor bir hareket. Ben de denedim. Zor. “Kim öğretti kuzum sana bunu?” dediğimde, “kendim buldum!” diyerek şaşırttı yine beni. Nelerle uğraşıyorsun bebeğim sen? 🙂
Bir haftalık yarı yıl tatili de iyi geldi bünyeye. Ohh! 🙂