Pazar günü geldiğinde başka bir heyecan yaşanıyor babaannede. Kızım için kek yaptım, kızım için meyve yıkadım, kızım için çilekli puding
Pazar günü geldiğinde başka bir heyecan yaşanıyor babaannede. Kızım için kek yaptım, kızım için meyve yıkadım, kızım için çilekli puding yaptım diyor, her şey “kızı” için! 🙂 Bu hafta da Beren için çok sevdiği çilekleri pudingle harmanladı. Çilekli puding ve ikiye bölünmüş çileklerle süslemeler.. Beren babaannesinin elinde kâseyi görür görmez “Çilekli pundiik” diye bir çığlık attı. Salondaki sehpanın üzerine koyup daldırdı kaşığını. Babaannesine dönüp teşekkür mahiyetinde, “çilekler çok güzel görünüyorrr” dedi “r”yi çok güzel vurgulayarak. 🙂
Tüm tatil boyunca bir türlü görüşme fırsatı bulamadığımız “Özgecanımız”la da tanıştırdık Beren’i bu hafta.
“Özgecanımız”ın hikâyesi de şöyle: Yıllık iznimi kullandığım dönemde Berenimle birlikteydik. İznimin bitmesine iki gün varken, bir gün büyük babaanneye gittik. Ertesi gün de Serdal teyzeye. O gün Mehmet amcasıyla oyun oynarlarken odasında kitaplarını karıştırırken, resimli bir kitap bulmuş. TÜBİTAK yayınlarından “Böcekler”i anlatan resimli bir başvuru kitabı. İçindeki gerçek fotoğraflara bakmışlar birlikte. Hepsini incelemişler tek tek. Birçoğunu da hep birilerine benzetmiş Beren. Sevdiklerini kelebekler, uğur böcekleri gibi sevimli olanlara benzetmiş. Mehmet amcası böyle bir şey oldu bak diyerek bana geldiğinde Beren yeniden göstermeye başladı eşleştirmeye. Mehmet amcası sordu, Beren gösterdi. Herkesi tek tek geçtikten sonra, amcası bir fotoğraf daha gösterdi. “Bu da Özgecan olsun mu?” dedi. Beren bir böceğe bir de amcasına baktı. “Ama bizim Özgecanımız yok ki?” dedi. Özgecan ile Mehmet de çiçeği burnunda nişanlılar… 🙂
Sabah kahvaltısı için babaannede buluştuk. Mehmet, Özgecan ve Sezgi Beren’i görmek için geldiler. Özgecan’ı gördüğünde çok da yabancılık çekmedi kuzum. Çok da güzel oynadılar birlikte. Özgecan da küçük bir hediyeyi ihmal etmemiş Beren için. Ona zararı dokunmayacak bir şey olsun diye düşünmüş ve doğal ahşaptan bir oyuncak almış. Birbirine eklenerek oluşturulan bir yatak odası takımı ve oturma odası takımı. Beren bir taraftan yapmak için uğraşırken, Özgecan da yardım etti. Sonra benim de ilgimi çekti tuttum birkaç parçayı da ben birleştirdim. Sezgi de üzerine yapışacak çıkartmalarla destek oldu. Mehmet bari ben de oturma odasını yapayım dedi ve herkes bir köşede paylaştı Beren’in oyuncağını.
Hep beraber havuza da gireriz diye düşünmüştük en baştan. Gelirken hazırlıklı gelmişlerdi ama evdeki eğlencenin tadını bırakıp aşağıya inemedik. Berenle Özgecan arka arkaya geçiyorlardı kapının önünden. Mehmet amca bir o odaya bir bu odaya Beren’in peşinden giderken Sezgi halası da ondan geri kalmıyordu aslında 🙂
Bu pazar da çok hareketli bir gün geçirdik hep birlikte…
Şunu da unutmadan yazayım, Beren’i çok sıkıştırıyorum severken, yine böyle bir anda “prensesimm” dedim sarıldım.. “Kralım kralıımm” diyerek boynuma sarıldı bebeğim. 🙂 Yaşanan o an, başka bir an. Allah bozmasın minik tatlı tavşanım!
Canımm benim yaa dostum ahbap :):) Seni çok seviyorum halasının bitanesi…
Beren Serdal teyzesinin peşinde “dostum dostum” diyerek koştururken bu davranışı Sezgi halasının çok hoşuna gitmişti. Dilinden düşürmüyor. 🙂