Kuzucanımla bu hafta 3 günlük bir tatilimiz oldu. Cuma akşamından aldım diğer günlerden farklı olarak. Vakit kaybetmemek için dışarıda yiyecektik
Kuzucanımla bu hafta 3 günlük bir tatilimiz oldu. Cuma akşamından aldım diğer günlerden farklı olarak. Vakit kaybetmemek için dışarıda yiyecektik yemeğimizi. Arabada Beren’e sordum:
– Tavuk mu, köfte mi?
– Hiçbir şey!
– Hımm. O zaman deriz ki garsona, bize hiçbir şey getirir misiniz?
– ‘Ha ha’ diye bir gülüş ve ‘bize sadece tabak getirir o zaman’ şeklinde bir cevap. Tabak… Kapak… 🙂
Öncesinde evimize uğradık. Soğuyan havaya göre sıkıca giyinmişti Beren ama benim üzerimdekiler ince kalmıştı. Ben üzerimi değiştirirken Beren de odasında oyuncaklarıyla oynadı bir süre. Tam kapıya doğru yöneldik, artık evden ayrılmak için hazırdık… ki, Beren pembe makasımı bulamıyorum diye çıktı ortaya. ‘Ne yapacaksın pembe makası?’ diye sordum (çilek mobilyanın kataloğundan bir şeyler kesecekmiş) ama gelince yap desem, evden çıkamıycaz. Hadi arayalım diyerek evi didik didik ettik. Yoktu. Mümkün olan her yere baktık. Benim de bir hevesle aradığımı görünce kuzumun da hoşuna gitti bu.
Bulamayacağımızı anladım, bir taraftan da Beren’i nasıl çıkmaya ikna edeceğimi düşünüyordum. Pembe makası bulmayı ne kadar fazla istediğimi tarif edemem. Bulamadık ama geldikten sonra aramaya devam edebileceğimizi söyledim. Gerçekten aradığım için ikna oldu. Sonra ‘sizırs’ (İng. scissors-makas) dedi. Anında geliştirdik bunu. Pink scissors, small scissors, Beren’s small pink scissors… Beren hâlâ konuşmaya devam ederken, uçları ‘sörkıl’ (İng. circle-daire) dedi. Yemeğe gideceğimizi bildiğinden o da çantasının içine plastik sebzeleri ve meyvelerini doldurmuş önceden. ‘Yanımıza da alalım’ diyerek gülümsedi ve kapıyı kapatıp çıktık.
Restorana geldik sonrasında, çantayla beraber. Senelerdir gittiğimiz o restoranda bu kez içeride oturmayı istedi yavru. ‘İçeride kuş var çünkü’ dedi. ‘Onun yanında oturalım.’ Tavanda asılı kafes içindeki kuşun hemen altındaki masa boştu tesadüfen. Oturduk oraya ve menüden seçmeye koyulduk yemeklerimizi. Köftede karar kıldı. Ben de stratejik olduğumu düşünerek köfte mi, tavuk mu? diye sormuştum ya, köfteyi de kendi içinde ayırdık, yassı köfte mi, çubuk köfte mi diye. Çubuk köfte. 🙂
‘Trenin kömürü bitmiş, yavaşladı tren hadi kömür atalım.’ diye diye yedik birkaç tane neyseki. ‘Çuf çuf çuf’ demekten dudaklarım kurudu benim de o arada. Geçen haftalarda buldum bu yeni yöntemi. Kahvaltıda. Artık tren olmadan yemek yemez oldu. Öyle de bir yerden girip konuşmaya başlıyor ki, durmadan konuşuyor ve yemek buz gibi tabi. En son olarak da ‘ben doydum’ diyip kalkıyo masadan.
Yemekten sonra biraz arkama yaslanıp, çayımı yudumlarken, Beren de getirdiği çantasındaki havucu, muzu, mısırı çıkarıp oynamaya başladı. Ben de oyununa katılırken, oyuncak mısırın taneleri için ‘bunları sayalım mı? Hadi say’ deyiverdim. Beren de gayet soğukkanlı bir şekilde ‘ben saymıcam, sen say’ dedi. Kızım benim…
Eve dönüp pembe makası aramaya devam edecektik sözde ama, eve kadar sabredemedi kuzucan. Arabada uyuyakaldı. Ben de yanına kıvrıldım ve mis kokusuyla uyudum.
Ertesi gün ofise getirdim bebeğimi. Hemencecik çıkamadık tabi evden, ben hazırlanırken içeride, o da boyalarını almış benden kâğıt istemeye geldi. Pastel boyalarıyla resim yapmaya koyuldu. Ofise gidince keçeli kalem alalım dedim ve bıraktı elindekileri. Yakındaki D&R’dan aldık geldik keçeli kalem setimizi ve ofisten çıkana kadar rengârenk resimler yaptı. Öğleden sonra başka bir köfteci maceramız oldu ama bu kez severek yedi.
Koskoca bir akşamda beraberdik yine. Çizgi filmler izledik. Bir gece daha sarılıp uyuduk. (Pembe makası da bulduk bu arada. Beren’in kendi yatağının içinden çıktı.)
Pazar günü sabahında kahvaltımızı yaptık. Havanın güneşli oluşunu fırsat bilerek dışarıya çıktık. Geçen haftalardan beri Beren’in çok istediği trafik parkına gidecektik. Babaanne ve dedeye uğrayıp, bisikletini ve kaskını aldıktan sonra çıkacaktık. İçeriye girdik ama yavru evden çıkmak istemedi. Ev rahatlığını bırakamadı. Akşam dönüş saatine kadar, babaannesi ve dedesi ile beraber oyuncaklarının arasındaydı.