Bebeğim, hayatı seninle artık tam olarak paylaşıyoruz. Ailemizin üçüncü bireyi olarak aramıza katıldığından beri seni nasıl da benimsedik. Öyle ki
Bebeğim, hayatı seninle artık tam olarak paylaşıyoruz. Ailemizin üçüncü bireyi olarak aramıza katıldığından beri seni nasıl da benimsedik. Öyle ki seninle birçok konuyu karşılıklı tartışıyoruz. Sanki sen de büyümüşsün de bir yetişkin olmuşsun gibi. Senin olgun davranışlarına o kadar alışmışız ki, verdiğin tepkiler bile normal bir insan düzeyinde. Bazen biz de kendimizi seninle sohbete kaptırdığımızda, aslında o anda gerçekten yaşına uygun davrandığında, biz bunu anlamakta zorlanıyoruz. Su içerken, suyun hiç dökülmeyeceğini farzediyoruz. Döküldüğünde, unutuveriyoruz senin küçücüğümüz olduğunu. Kendi kendime hatırlatıyorum ve “Sen daha 2’sin bebeğim” diyerek seviyorum seni. O anda senden bir özür dilermiş gibi. Beklenti içinde değiliz. Seni “sen” olduğun için, kanımızdan canımızdan bir parça olduğun için seviyoruz. Paylaşıyoruz her şeyi, en son zerresine kadar. Sen, ben ve annen birlikte çıkıyoruz alışverişe, birlikte gidiyoruz gezmeye. Doğduğundan beri sadece senin için yaşıyoruz bir bakıma.
Bizim alışık olduğumuz çoğu şey, senin için birer bilinmeyen. Doğal olarak dokunmak, öğrenmek istiyorsun. Yeri geldiğinde soruyorsun “Baba bu ne?” diye. Ayakkabı süngerini rahatlıkla söylerim ama, merdiven korkuluğunu biraz dolaylı anlatmalıyım. İçinde “Korku” kelimesi geçtiğinden, korkulacak bir şey mi bu sorusu aklına gelmesin diye “Tutunma demiri” diyerek tanımlıyorum. Elimdeki buruşmuş kâğıt parçasını biraz ilerideki çöp tenekesine fırlatırken, “Neden attın?” sorusu geldi hemen. Atmadım, fırlattım dedim birdenbire. “Neden fırlattın?” … haklısın.
Biz üç kişilik bir aileyiz. Sen de “bizden” olduğun için, senin de davranışların “biz” gibi olsun istiyoruz. Aslında sadece ben bunu istiyorum. Çoğu zaman aynı çabukluğu, aynı hassasiyeti göstermeni bekliyorum. Nedense? Seni o kadar bütün görüyorum ki kendimle, belki de bu yüzden. Sonra durup bakıyorum (bize) ve düşünüyorum: “Sen daha 2’sin bebeğim!”
Bize bu kadar büyük mutluluğu yaşattığın için teşekkür ederim tatlım. Kıyamam sana ben, sen daha 2’sin!
Canımızsın bebeğim ve her şey senin için…
Canım Berenim, babaanneye geldiğin günler çok önemli bir işim yoksa ben de geliyorum:) Gelemeyecek de olsam senin sesini duyduğum zaman tüm işlerimi bırakıyorum. Senin telefonda dizeee gel barabar oynalımmm:)) demen bana enerji veriyor. Canım berenim benim seni çok seviyorum dizeeem 😀