Sitemiz 1 yaşında!

İnsana sordukları zaman, bugüne kadar aldığınız en büyük hediye nedir diye, alınan cevaplar farklı farklıdır mutlaka. Herkes önce bir  geriye

İnsana sordukları zaman, bugüne kadar aldığınız en büyük hediye nedir diye, alınan cevaplar farklı farklıdır mutlaka. Herkes önce bir  geriye doğru gider, geçmişi hatırlar. Belki çocukluğuna, belki bir önceki güne. Ama çoğunlukla verdikleri yanıtlar, eline aldığı gözle görülür şeylerdir. Onu tutup, sağına soluna baktığı anı hatırlar. Sahip olmayı çok istediği, parası yetmediği için oyuncağı alamayan bir çocuk da olabilir bu kişi, artık “hatırlanmanın” değerinin daha çok anlam kazandığı yaşı ilerlemiş bir büyüğümüz de.

Alınan hediyenin büyüklüğü, kişiden kişiye göre değişir. Kimine göre bu büyüklük kavramı, fiziksel büyüklüktür. Boyu kadar bir hediye alan kişi almıştır en büyük hediyeyi, bir başkası için büyüklük kriteri reklamda söylenen “şu kadarcık” tır. (Tek taş yüzükten bahsediliyor.) Başka biri için aldığı en büyük hediye, beklemediği anda, “istediği” şeyi almış olmaktır. (Hediyeye sahip olmak değildir, dikkat edin. Sadece maneviyat da söz konusu olabilir.) Bir başka açıdan da en büyük hediye, sadece “O” aldığı için, bunu düşündüğü içindir.

Bana sorsalardı eğer bu soruyu, Beren doğmadan önce ve doğduktan sonra olarak ikiye bölerdim hayatımı. Beren’den önce aldığım en büyük hediye, sağlıktı. Düzenli olarak yapılan kontrollerimde herhangi bir olumsuz sonuca rastlamadım çok şükür. Bu bir hediyedir. Kış döneminde hemen herkesin atlattığı, grip, nezle, soğuk algınlığı gibi, hafif denebilecek rahatsızlıklarla bile nasıl mücadele ettiğimizi biliriz. Hastalığı yaşadığımız bir hafta on günlük sürede anlarız kıymetini. Tamamen iyileştiğimiz, rahatça nefes alıp verdiğimiz anda da aldığımız hediye budur.

Daha önce de hediye alıp verme konusundan bahsettim bu blogta, kendi adıma hediyenin tarifini yaptım. Bana ne ifade ettiğiyle ilgili olarak. Yaşanan birçok olayda olduğu gibi, bu da alışkanlık hâlini alabiliyor çoğu zaman. Doğum günü, yıl dönümü, -ler günü, -lar günü… Sadece o günlerde hediye alınabilirmiş gibi bir hava yaratılıyor. Yaklaşan -ler, -lar günü için indirim kampanyaları düzenleniyor. O gün geldiğinde verirsen hediyeni, çok mutlu olur karşındaki. Ama ortada bir sebep yokken, durduk yere alırsan bir şeyi, sırf  “Ona” yakışacağını düşündüğün için, ya da ihtiyacı olabileceğini düşündüğün için, “o gün” kü kadar önemli olmaz belki de. Fark nedir ikisi arasında? Fark, içtenlikte ters orantılıdır. Siz “o gün” olduğu için mecburiyetten almışsınızdır, ama “o” çok sevinmiştir. Siz içinizden geldiği için almışsınızdır, ama “o” sıradan bir günde verdiğiniz için çok fazla bir anlam yüklememiştir.

Beren doğduktan sonra hayatımızda değişen birçok şey oldu. İrili ufaklı birçok şey. Bir kere en büyük hediyeyi aldım Beren’le. Artık ondan daha değerli diye bir kavram yok. Daha ötesi yok. Sağlık ne oldu diye sorarsanız, sağlık da ikinci plana itildi. Çünkü anlıyorsunuz, O her şeyiyle sizin en büyük hediyeniz ve sahip olduğunuz “tek taş” ınız. İlk kez hasta olduğunda 8 aylıktı sadece. O zaman bile ne yapacağımızı bilemez halde, hastanelerde, nöbetçi çocuk doktoru arayarak geçtiğimiz koridorlarda, kimsenin bizi anlamıyormuş gibi davranmaları da şaşırtmıştı bizi. Ateşinin olduğunu söyleyip, gözlerinin içine bakarak, doktorların ilgilenmesini bekledik. Onların her gün karşılaştığı bir durumla biz ilk kez karşılaşıyorduk. O an diyor ki insan, keşke sen hiç hasta olmasan kuzum, ben olsam…

Bütün bunları yaşarken, yaşadıklarımı da yazmak istedim. Bu nedenle bu siteyi kurdum. Aslında çok konuşan, içini döken, ya da yazarak rahatlayan birisi değilim. Burada nasıl oluyorsa harfler sıralanıyor yan yana ve bir yazıyı oluşturuyor. Senelerce bizi, annemiz gibi gözeten, ilkokul öğretmenim bize her tatil dönüşü kompozisyon yazdırırdı. Hiç hoşuma gitmezdi. Yazamazdım. Ama şimdi öğrendim ki, yazarak anlatılabiliyor bazı duygular, her şey dile dökülemiyor. İyi ki de yazdırmış, iyi ki de öğretmiş. Sayesinde öğrendim, “annemgil” yerine “annemler” yazmam gerektiğini.

Bir yıldır yazıyorum; minik tatlı tavşanım için, yavru ceylanım için, kuzum için, babasının bi’tanesi için, her şeyim için…

Not: gulkokan.com da Berenim’in bana bir hediyesidir.