Beren doğduktan sonra duyduğumuz en dikkate değer konulardan biri, bebeklerin ve küçük çocukların televizyon karşısında çok fazla zaman geçirmemeleriydi. Bunu
Beren doğduktan sonra duyduğumuz en dikkate değer konulardan biri, bebeklerin ve küçük çocukların televizyon karşısında çok fazla zaman geçirmemeleriydi. Bunu ilk zamanlarda uygulamaya çalıştık. Gayet iyi bir şekilde de yürüttük. Beren’i televizyondan mümkün olduğunca uzak tuttuk. Ama artık kuzu büyüdü, yürümeye başladı. Her şeyi engelleyemiyoruz. Tabi ki şimdiden çok sıkı denetim altına sokmak istemiyoruz ancak yavaş yavaş ne zaman neyin yapılacağını ve sınırların olduğunu göstermek gerektiğini düşünüyoruz.
Akşamları hep birlikte yemek yerken, o arada haberleri de izlemek istiyorduk. İkisini bir arada yaparak kızımız için zamandan kazanmaya çalışıyorduk. Gün geçtikçe yaptığımızın çok da doğru olmadığını gördük. Bu konu hakkında yeni yeni şeyler öğrendik ve olabildiğince uygulamaya çalışıyoruz. Beren on sekizinci aydan sonra olayların daha çok farkında olduğu için, bu aralar yaptığımız her harekette biraz daha kontrollü olmaya dikkat ediyoruz. Bebekler ve çocuklar söylenilenlerden çok, davranışlara önem verdiklerinden böyle davranmamız gerekiyor.
“Televizyon ve Çocuklar Hakkında Bilmeniz Gerekenler” başlığı ile yayımlanmış bir bilgi birikimini paylaşmak istiyorum. Epsilon Yayınevi tarafından yayımlanmış bir başvuru kitabından¹ bazı bölümlere yer vereceğim. Bu kitapta televizyonun çocuklarda aşağıdaki davranışları oluşturabileceği söylenmektedir.
Aşırı beslenme sendromu; çocukların televizyon izlerken bütün dikkatlerini o anda ekranda olan görüntüye yönelttikleri, çevrelerinde olup bitenden bir süre haberleri olmadığı ve önlerine konan bir çok yiyeceği de istem dışı olarak mideye indirdiklerinden bahsediliyor. Bununla birlikte yavaşlayan metabolizmaya bağlı olarak da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkabiliyor.
Yetersiz entelektüel, fiziksel ve sosyal aktivite; çocukların televizyon karşısındayken, sağa sola koşamadıkları, diğer çocukların farkında olmadıkları, kitaplara bakamadıkları, hayal kuramadıkları, resim yapamadıkları, bedensel ve zihinsel bir çalışma içinde olamadıkları gerçeklerinden bahsediliyor. Fazla miktarda hareketli görsel öğe izledikleri için de, ileride belki de çok kullanacakları bazı becerilerini körelttiğinden ve televizyon bağımlısı olabileceklerinden bahsediliyor. Bu da hoş olmayan sonuçlar ortaya çıkarıyor.
Obezite; televizyon karşısında bağımlı hale gelen çocuklarda, sürekli bir şeyler yeme dürtüsü oluşuyor. Reklamların da etkisi ile abur cubur tüketimine bağlı olarak alınan fazla kaloriler ve hareket olmadığı için de alınan bu kalorilerin çok azı yakılabildiği için istenmeyen bu hastalık ortaya çıkıyor.
Yüksek kolesterol düzeyleri; obezitenin bir sonraki aşamasında ortaya çıkabileceği anlatılıyor. Araştırmalar da bunun hareketsizliğe ve kalp açısından sağlıksız bir beslenmeye bağlı olduğunu göstermiş.
Saldırgan davranışlarda artış; televizyonda görülen şiddet içeren sahnelerin buna sebep olabileceğinden, zaman geçtikçe de şiddete karşı çocuğun duyarsızlaşabileceğinden bahsediliyor.
Korkunun artması; küçük çocukların gerçekle gerçek olmayanı ayırt etmede zorlandıkları, izledikleri her şeyi gerçek olarak algıladıklarından söz ediliyor. İleride bilinçaltına kazınmış bazı karakterlerin rüyalarında karşılarına çıkma olasılığının bulunduğunu söyleniyor.
Değer yargılarındaki bozulma; yayınlanan birçok programda işlenen konuların büyük bir bölümünde olumsuzluklara yer verilmesi, paylaşma ve dürüstlük gibi iyi huylardan çok az bahsedilmesi, sahip olmak istedikleri şeyler için sadece yalan söylemesi ya da kavga etmesi gibi gerekliliklerin olduğuna inanmasına sebep olduğundan bahsediliyor.
Başa çıkma becerilerinde azalma; çocuğun herhangi bir sorununu çözmek için (Ör. kızgın olduğunda ya da uykusu geldiğinde) televizyonun kullanılması, çocukların hayatta karşılaştıkları olağan sorunlarla bile başa çıkmakta zorlandıklarını, çözüm bularak sıkıntılarından kurtulmak yerine, daha kolay tercihlere yöneldiklerinden bahsediliyor.
Entelektüel ve sosyal gelişmede gecikme; çalışmaya ve okumaya gereken zamanın ayrılmaması nedeniyle, ileride konsantre olması gereken şeyler üzerinde dikkatini toplayamamasından söz ediliyor. Çok fazla televizyon seyretmenin, kitaplarla ilişki kurmasını engelleyerek bu gelişimi olumsuz etkilediği söyleniyor.
Hayal gücünün ve yaratıcılığın azalması; televizyonda her şey hazır olarak sunulduğu için çocuğun bir şeyler düşünmesini engellediğini ve bu yönünün bastırıldığından bahsediliyor.
Bağımsız oyun oynama becerilerinde azalma; çok fazla televizyon karşısında vakit geçiren çocukların, televizyon olmayan bir ortamda kendi kendilerini oyalayamadıkları, oyun oynayamadıklarından bahsediliyor.
Ailevi ve sosyal bağların zayıflaması; sürekli televizyon karşısında vakit geçiren çocuk ve bunun yanında anne-babanın da birbirleriyle arasındaki iletişimin zayıfladığı ve çok az paylaşım içinde olduklarından bahsediliyor. En önemli noktalardan biri de bu sanırım.
Her ne kadar uzak durmaya çalışsak da, gelişen teknolojiye ve yayınlanan programlara kayıtsız kalamayacağımız kesin. Onun için kitapta televizyonu doğru izlemek için 10 uyarıya da yer verilmiş.
-
Televizyon izleme konusuna mantıklı sınırlar getirilmeli, Ör: 18 aylık bir bebek için günde yarım saat,
-
Koyulan sınırlar uygulanmalı, süre dolduğunda kapatılmalı,
-
İzleme zamanları belirlenmeli, özellikle yemek saatlerinde ve oyun zamanlarında televizyon açılmamalı,
-
Birlikte izlenmeli, yayındaki birçok şeyi öğreterek, yorum yaparak,
-
Daha etkileşimli hale getirilmeli, şarkıya eşlik ederek söylemek/söyletmek gibi
-
Televizyonu anne baba yerine geçebilecek bir şey olarak kullanmamalı, sakinleştirici ya da oyalayıcı bir şey gibi kesinlikle kullanılmamalı,
-
Televizyon bir ödül ya da şantaj aracı olarak kullanılmamalı, televizyon izlemek için herhangi bir şartın yerine getirilmesini istememeli.
-
Olumlu bir model olmalı, televizyon sürekli açık olmamalı,
-
Seçici olmalı, bebek için uygun içerikler olduğundan emin olmalı.
-
Olumsuz noktaları ortadan kaldırmalı, televizyonun olumsuz etkilerinden uzaklaşmak için, ailenin daha fazla bir arada vakit geçirmesi gerekiyor.
Anlatılanlar özet olarak bu şekilde, yazılanları tekrar tekrar okuyup, birebir uygulamaya çalışarak doğru bir çizgide ilerlediğimizden emin olmak istiyoruz.
¹ Çocuğunuz Büyürken Sizi Neler Bekler
Bu yazıyı yazdıktan 20 gün sonra, bebek.com’dan e-posta adresime haftalık olarak gelen bültenden bir yazının bağlantısını veriyorum. Konu televizyon ve “Eğitici DVD’ler(!)”. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz.